Dünya var olduğundan beri, ‘Deprem’, insanoğlunun her dönemde yadsınamaz bir gerçeği olmuştur. Bilimsel olarak incelenmeye başlandığı zamandan itibaren aktif olduğu bölgelerde, geçmişten günümüze büyük can ve mal kayıplarına sebebiyet vermiştir. Bilimsel olarak deprem; yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan enerji sonucunda oluşan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları sarsma olayına denir. Deprem sırasında panik yapıp kaçmamak ve doğru pozisyonu alıp, depremin bitmesini beklemek yapılacak en doğru şeydir. Peki deprem sırasında hayatta kalmanızı sağlayacak Yaşam Üçgeni nedir? İşte ipuçları…

Türkiye, 2. Deprem Kuşağı’nda…

Dünyada sarsıntıların yani depremlerin fazla olduğu bölgeler haritalar üzerinde belirlenmiştir. Buna göre bu bölgeler, üç ana kuşaktan oluşur. Türkiye, 2. Kuşak olan; Alp-Himalaya Deprem Kuşağı’nda yer alır. Bu bölgede dünya üzerindeki depremlerin yüzde 17’si gerçekleşir. Anadolu’nun büyük bir bölümü de bu kuşak içerisindedir. Bu kuşakta Türkiye’nin yanı sıra Hindistan, Nepal, Afganistan, İran, Yunanistan ve İtalya başlıca ülkeler arasındadır.

Hafızalara Kazınan Deprem Felaketleri

Türkiye, bilindiği üzere bir deprem ülkesidir ve bu alanda dünyada ilk sıralarda yer alır. Ülkemizin büyük bir bölümü depremden etkilenirken, etkilenmeyen kısım ise ülkenin sadece yüzde 10’luk dilimidir. Nitekim geçmişten günümüze, ülkemizde birçok yıkıcı depremler yaşandı ve Türkiye bu süreçte büyük can ve mal kaybına uğradı. Hafızalara kazınan; 1939 Erzincan, 1999 Marmara (Gölbaşı) ve Düzce depremleriydi. Şimdi bunlara daha da büyüğü eklendi. Dünya tarihinin belki de en şiddetli kara depremleri arasına giren; 2023 Kahramanmaraş Depremi (7.7, 7.6) oldu. Tam 11 ili etkileyen deprem, enerji aktarımı yaparak Hatay’da 6.4’lük artçı depremleri tetikledi.

Yaşam Üçgeni Hayatta Tutar Mı?

Deprem sonrası yapılan birçok araştırmada, enkaz altından çıkan kişilerin doğal bir ‘Yaşam Üçgeni’ içerisinde hayata tutunabildiği gözlemlendi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) bilgilendirme açısından yayımladığı bültenlerde çök-kapan-tutun yöntemi olarak da bilinen yaşam üçgenin oluşturacağı boşluk, kişiyi hayatta tutmak için avantaj sağlıyor. Deprem sırasında bina çökerken,  düşen tavan ya da devrilen duvarların altında kalma tehlikesini durduran nesneler ya da mobilyalar, bir boşluk bırakır. İşte bu boşluk ‘Yaşam Üçgeni’ diğer bir değişle “Hayat Üçgeni” olarak tanımlanır.  Kişinin çökerek yanında durduğu nesne, ne kadar sağlamsa, üzerinize düşecek betonarme yapıyı taşıyarak ve size hayatta kalabileceğiniz bir boşluk oluşturur. Ayrıca sizi yaralanmalardan da koruyabilir.

Yaşam Üçgeni ve Hayatta Kalma İpuçları:

1- Yatak Yanlarını Tercih Etmelisiniz

Deprem sırasında dikkat edilmesi gereken ilk kural, sarsıntı durana kadar içeride, ‘Yaşam Üçgeni’ oluşturup, hayatta kalmaya çalışmaktadır. Bu esnada üzerinize birçok şey devrilebilir. Yani canınıza doğrudan zarar verecek obje ve nesnelerden uzak durmanız, hayatınızı kurtarabilir. Depreme gece uykuda yakalandığınız takdirde, hemen yatak yanında cenin pozisyonu alarak ‘Yaşam Üçgeni’ oluşturmak sizi güvende tutabilir.

2- Deprem Bitene Kadar Pozisyonu Korumalısınız

Depremin yaşandığı sırada yaşam üçgeni oluşturmak adına dayanıklı birtakım eşyaların yanına gidilmelidir. Bu noktada; koltuk yanı, sandık ve konsol gibi nesnelerin yanları tercih edilebilir. İki elinizle başınızı koruyarak ve mümkünse; yastık, yorgan ya da kitap gibi nesnelerle oluşabilecek yaralanmalara karşı bu şekilde önlem alabilirsiniz. Deprem sona erene kadar bulunduğunuz pozisyonu korumanız gerekir.

3- Dış Duvarlara Yakın Olmak Hayat Kurtarabilir

Deprem sırasında bina yıkılmasa bile kendinizi dışarıya atmak yerine, yaşam üçgeni oluşturmanız büyük önem arz eder. Bu noktada dikkat etmeniz gereken bazı detaylar bulunur. Eğer çok katlı bir binada yaşıyorsanız ve yaşam üçgeni oluşturacaksanız, dış duvarlara yakın olmanız, yıkım halinde sizin daha kolay kurtarılmanızı sağlayabilir. Binanın ne kadar iç kesiminde kalırsanız, size ulaşılması o kadar zor olacaktır.

hayat ucgeni teknosa

4- Açık Alanda Dikkat Edilmesi Gerekenler

Eğer yıkıcı bir deprem ile karşı karşıya kaldıysanız, depreme nerede ve nasıl bir durumda yakalandığınız da çok önemlidir. Eğer dışarıdaysanız, doğalgaz hatları ve elektrik direklerinden uzak durmalısınız. Ayrıca, üstünüze düşebilecek; ağaç ve bina gibi yapılar varsa buralardan uzak durmanız hayatınızın kurtulmasını sağlayabilir.

Etrafınızın açık olduğu bir alandaysanız, gelen tehlikelere karşı her zaman tetikte olmanız gerekir. Eğer heyelan olma durumu varsa, başınıza ya da üzerinize bir şey düşme ihtimali varsa bu alanlardan kaçınmanız gereklidir. Bu tür yaşanabilecek kötü olaylardan kaçmak için güvenli bir yere gitmelisiniz.

Yeraltında bulunan ve insan hayatını doğrudan etkileyebilecek noktalara karşı da dikkatli olunmalıdır. Çünkü kanalizasyon, elektrik ve gaz hatları, ikinci bir felakete yol açabilir. Aynı zamanda eğer uyarı gelirse, deniz kıyılarından da uzaklaşılmasında fayda vardır.

5- Tünel ve Otoparklarda Aracın Yanına Yatılması Gerekir

Depreme yakalanabileceğiniz yerlerden bir tanesi de araç kullandığınız bir an olabilir. Bu esnada güvenli bir lokasyondaysanız, yapabileceğiniz birkaç şey var. İlk etapta aracınızı kenara çekip, durdurabilirsiniz. Kontağı ve pencereleri de kapatmayı unutmamanız gerekiyor. Sarsıntı geçince de açık alanlara gitmeniz gerekir. Eğer aracınızla sokak arası, ağaç ya da enerji direklerinin bulunduğu güvenli olmayan bir yerdeyseniz, araç terkedilmeli ve trafikten uzak açık alanlara gidilmelidir.

Bir tünelin içinde iseniz aracın yanında cenin pozisyonu oluşturarak beklemelisiniz. Kapalı bir otoparkta iseniz aynı şekilde araç yanına yan yatarak, ellerle baş ve boyun korunmalıdır. Yukarıdan düşebilecek tavan, tünel gibi büyük yapılar, aracı belki ezecek ama yok etmeyecektir ve size yaşam üçgeni yaratabilir. Araç içinde ise üzerinize düşen bir parça yüzünden ezilme tehlikesi yaşama ihtimaliniz daha yüksek. Metro veya trendeyseniz, bu araçlardan inilmemelidir. Sarsıntı bitinceye kadar metro ya da trenin içinde sıkıca tutunmanız gerekir.

6- Deprem Sonrası Gaz Vanalarını Unutmamalısınız

Deprem sarsıntısı sırasında ‘Yaşam üçgeni’ oluşturmak kadar, deprem sonrası yapacaklarımız da hayatta kalmanız ve başkalarının hayatını kurtarmanız adına önemlidir. Depremdeki en büyük ikincil afet yangındır. Bu yüzden gaz vanalarının kapatılması önemlidir. Sadece gaz değil ayrıca, elektrik şalterler indirilmeli, su vanaları kapatılmalı, soba ve ısıtıcılar söndürülmelidir. Ardından acil durum çantanızı yanınıza alarak binayı terk etmeli ve ortak toplanma alanına doğru harekete geçmelisiniz.

7- Artçı Depremler Devam Ederken, Hasarlı Binalara Girmemelisiniz

Yaşanan depremlerin ardından artçılar meydana gelebilir ve artçı depremler hasarlı binaların tamamen yıkılmasına sebep olabilir. Bu noktada sallantılar tamamıyla sona erene kadar hasarlı binalara girmek ölümcül sonuçlar doğurabilir. Kitle iletişim araçlarıyla size yapılacak uyarıları dinlemeli ve cadde ve sokakları acil yardım araçları için boş bırakmalısınız.

8- Yaşam Üçgeni İçinde Kaldıysanız Enerji Tüketmeyin

Deprem sonrası başınıza gelebilecek en kötü senaryolardan biri de enkaz altında kalmaktır. Yaşam üçgeni sayesinde boşlukta kaldıysanız, burada yapmanız gerekenler size zaman kazandıracaktır. Bu durumu kabullenmek zor olsa da elinizden geldiğince panik yapmamaya çalışmalısınız. Durumunuzu kontrol ederek fiziksel anlamda hareket kabiliyetiniz kısıtlanmışsa, enkaz altından kurtulmak adına hayatınızı riske atacak hamlelerde bulunmaktan kaçınmalısınız. Bu tür davranışlar yaşamsal fonksiyonlarınızı daha da kötüleştirebilir. Belki kurtarma ekipleri size bu süre içinde ulaşacak ve kurtaracaktır.

Vücudunuzun fazla enerji harcamaması için tasarruflu bir şekilde hareket edebilirsiniz. Fazla heyecanlanmak nefes alışverişinizi artırarak, daha fazla enerjini harcamanıza yol açar. Eğer uzuvlarınızı kullanabiliyorsanız; etrafınızda bulunan ses çıkarabilecek nesnelere vurarak, sesinizi duyurmaya çalışabilirsiniz. Nefesinizi kullanabiliyorsanız kurtarma ekiplerinin seslerini duymaya ve onlara seslenmeye çalışabilirsiniz. Tüm bunları yaparken en önemli noktanın, enerjinizi korumak olduğunu unutmamalısınız.

Siz de teknolojiyi yakından takip ediyorsanız; en güncel teknolojik cihazları buraya tıklayarak inceleyebilirsiniz.

0 Shares:
Diğer Yazılarımızı İnceleyin
michelin yildiz nedir teknosa
Devamını Oku

Michelin Yıldızı Nedir?

Michelin yıldızı, mutfakta mükemmelliğin nihai ayırt edici özelliği olarak öne çıkıyor. Michelin yıldızları, yüksek standartlı olduğu düşünülen restoranlara…
telefonu bebek telsizi yapma teknosa
Devamını Oku

Eski Telefonu Bebek Telsizi Yapma

Bir bebeğiniz olduğunda yaşantınızdaki her şey değişmeye başlıyor. Sürekli bebeğinizin yanında olmak istiyor, her zaman onunla ilgilenmek istiyorsunuz.…
Devamını Oku

İlk Kez Alacaklar İçin Robot Süpürge Markaları

Teknoloji dünyasındaki gelişmeler genellikle hayatımızı kolaylaştırmak için fırsatlar sunuyor. Yoğunlaşan günlük yaşantımızı teknolojik cihazlarla biraz daha rahat geçirebiliyoruz.…
Bıçak Nasıl Bilenir?
Devamını Oku

Bıçak Nasıl Bilenir?

Fileto, doğrama, soyma gibi farklı işlevlere sahip bıçaklar, yemek hazırlık süreçlerinde ya da doğa aktivitelerinde vazgeçilmez araçlardan biridir.…