Ülkemizin tekrardan bir kez daha deprem gerçeğiyle sarsılmasıyla birlikte daha önce bildiğiniz kelimeleri yeniden televizyonlarda, sosyal medyada ve çeşitli medya kuruluşlarında duymaya başladınız. Bu kadar çok bilgi akışının olduğu yerlerde haliyle spekülasyon içeren terimler ve bilgiler de önünüze çıkabilir. Bu yüzden kaynağına güvenmediğiniz yerlerden aldığınız bilgiler, yanıltıcı olabilir.

Bu doğrultuda depremle ilgili pek çok doğru bilinen yanlış da mevcut. Fay hatları ile ilgili o bazı yanlış bilgiler, insanların kafasını karıştırabilir. Özellikle bazı yerler, ‘Fay hattını kapatıyoruz’ şeklinde videolar paylaşıyor. Yanlış kelime kullanımı ve eksik bilgiye sahip olmak, sıradan vatandaşların da aklını bulandırır. Bu yüzden bu terimleri öğrendikten sonra yorumlamak, en doğru tercih olur.

Fay Hattı Nedir?

Fay hatlarını anlamak için fayın ne olduğunu anlamak gereklidir. Dünya’yı oluşturan yer kabuklarında bazı zamanlarda gerilme ve sıkışmalar meydana gelir. Bu sıkışmaların asıl sebebi ise levhaların hareketleri yüzünden olur. Bu bölgelere uzun yıllar boyunca enerji birikir. Bu hareketliliğin dünyaya yansıması sonucunda ise depremler ortaya çıktı. Kabuktaki sürekli olarak hareket halinde olan bu bölgenin ismine de fay denir.

Yer kabuğu içerisinde bulunan levhalar zamanla hareket edemez. Çünkü bu levhalar, birbirlerinin hareketine engel olup, sürtünme kuvveti oluşturur. Bu gerilme sırasında içeride yer alan devasa kayalar arasında faylar bulunur. Bu noktalarda ise depremi tetikleyen enerjiler birikmeye başlar.

Sürtünme yüzünden biriken enerji, zorlanmayla birlikte kırılmaya yol açar. Kırılmalar da depremin ana sebebidir. Bu kırılmaların ardından geriye kalan ufak parçalar da kırılır. Bunların adı ise televizyonlarda sıkça duyduğunuz ‘Artçı depremler’dir.

Fay Türleri Nelerdir?

Faylar da kendi içlerinde bazı gruplara ayrılır.

Normal Faylar: Eğer gerilimin çok olduğu bir noktada faylar, eğik zeminin üzerindeyse bunun adına Eğik Atımlı Normal Faylar denilir. Bu fayların; taban ve tavan olmak üzere iki bölümü bulunur.

Doğru Atımlı Faylar: Faylar, türlerine göre ayrılırken hareketleri de baz alınır. Eğer bir fay, sağa veya sola hareket ediyorsa bunun adına Doğru Atılımlı Faylar denir. Bu faylara örnek olarak, ABD’de yer alan ‘San Andreas Fayı’ örnek olarak gösterilebilir. Filmini izleyen, hareketleri anlayıp, bu türü tamamıyla kavrayabilir. Bu hatlar, büyük yıkımlara sebep olan başlıca türlerden biridir.

Ters Faylar ve Bindirimler: Bu türde ise faylar yukarı doğru hareket etme eğilimindedir. Adından da anlaşılacağı üzere Ters Faylar ve Bindirimler, fayların üst üste gelmesi sonucunda oluşur.

Oblik Atımlı Faylar: Normal şartlar altında faylar, tek yönlü hareket eder. Yani sağa – sola veya yukarı – aşağı şeklinde olur. Eğer bir fay, ikinci yöne doğru farklı bir hareket yaparsa bunlar Oblim Atılımlı olarak nitelendirilir.

Kıvrımlar: Kayaçlarda yaşanan sıkışma nedeniyle bazı faylar kırılmaya uğramaz. Bunun yerine kıvrım haline gelir. Yatay faylar, aşağı ya da yukarı doğru hareket etmez. Bunun yerine eğilip, bükülürler.

fay hatlari deprem teknosa

Türkiye’deki Fay Hatları

Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de 3 ana fay hattı bulunur. Bu fay hatları, ayrı ayrı olarak farklı illere etki ederler. Hepsinin özellikleri farklıdır.

Batı Anadolu Fay Hattı

İçerisinde birden çok fay hattı bulunduranlardan biri Batı Anadolu Fay Hattı’dır. Bu fay hattı, kuzeyden güneye doğru geniş bir etki alanına sahiptir. Bu bölgede oluşan depremlerin sebebine gelinecek olursa Atlas Okyanusu’nda yaşanan hareketlilik gösterilebilir. Bu bölgenin merkezi zaman içerisinde daha geniş bir yapıya bürünür. Bu gelişmeler nedeniyle Afrika levhası, kuzeydoğuya doğru gider. Afrika’daki levhalar, Anadolu levhası ile çarpışarak büyük depremleri meydana getirebilir.

Bu bölgede yaşanan depremlerin bir nedeni daha bulunuyor. Arap levhası kuzeye doğru yol alırken, Doğu Anadolu Fay Hattı da etkilenir. Afrika levhası, bu hareketler sonucunda Anadolu ile Ege’nin dibine doğru çöker yani bir nevi batar.

Bu noktada Batı Anadolu, bir çekme kuvvetine maruz kalır. Anadolu levhası batıya itildikçe, Batı Anadolu Fay Hattı sıkışma yüzünden genişler.

Bakırçay, Gediz, Küçük, Büyük Menderes, Ayvalık, Dikili, İzmir, Aydın, Denizli, Isparta, Burdur ve Acıgöl, bu bölgede yaşanan hareketlerden dolayı depreme maruz kalabilir.

Kayıtlara geçen rakamlara göre bu bölgedeki en yüksek rakam 1653 yılında İzmir’de gerçekleşmiştir. 7.5 şiddetindeki depremin, 2 bin 500 kişinin ölümüne yol açtığı tahmin ediliyor.

Son olarak da 2014 ve 2020’de 6.9 büyüklüğünde depremler meydana gelmiştir.

Doğu Anadolu Fay Hattı

Doğru atılımlı faylardan biri olan Doğu Anadolu Fay Hattı, Anadolu levhası ile Arap levhası sınırında bulunur. Yaşanan sol yanal hareketten ötürü Doğu – Kuzey Anadolu faylarının yanı sıra Avrasya levhası birbirleri ile çarpışır.

Bu fay, Ölü Deniz Çöküntüsü’nün kuzeyinde yer alan Maraş üçlü eklemi ile başlar ve Karlıova üçlü ekleminde sona erer.

Ülkemizde son 20 yıl içerisinde bu fay bir hayli hareketlenmiştir. Hatırlayacağınız üzere 1998’de Adana – Ceyhan, 2003’te Bingöl, 2010 ve 2020’de Elazığ’da depremler meydana gelmiştir. Bu hareketlilik, son dönemlerdeki en büyük patlamasını ise yakın zamanlarda yaptı. Kısa süre önce meydana gelen Kahramanmaraş depreminin sebebi Doğu Anadolu Fay hattından kaynaklanır.

Doğu Anadolu Fay Hattı’nın başlıca etki ettiği iller ise şu şekildedir; Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Osmaniye, Adıyaman, Elazığ, Bingöl ve Muş. Bu illerin sonunda Doğu Anadolu Fay Hattı ile Kuzey Anadolu Fay Hattı birleşir.

Kuzey Anadolu Fay Hattı

Eğer İstanbul’da yaşanabilecek bir deprem hakkında araştırma yapıyorsanız, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nı incelemeniz gerekir. Çünkü 1999 Gölcük ve Düzce depremleri bu hat üzerinde yaşanmıştır. Öte yandan yine 30 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği 1939 Erzincan depreminin ana sebebi de Kuzey Anadolu Fay Hattı’dır.

Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın neden bu kadar yıkıcı sonuçlara sebep verdiğini merak edebilirsiniz. Yapılan araştırmalara göre Dünya içerisinde en aktif olan ve en hızlı hareket eden faylardan biri Kuzey Anadolu’dur. Sağ – yanal hareketler de yıkımın başlıca sebeplerindendir. Burada yer alan levhalar, batı yönüne o kadar hızlı hareket eder ki depremler de yıkıcı olur. Van Gölü’nden, Saros Körfezi’ne uzanan bu levhanın uzunluğu, 1100 km’dir.

Kuzey Anadolu Fay Hattı, şu illeri etkiler: Aksaray, Aydın, Balıkesir, Bingöl, Bolu, Burdur, Bursa, Denizli, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Hakkari, Hatay, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Muğla, Osmaniye, Sakarya ve Tokat.

Depremler ve Fay Hatları Hakkında Ortaya Atılan İddialar

  • İnsanların fay hatları ve depremler hakkında doğru bildiği birçok yanlış da bulunuyor. Geçmişte ve tarih boyunca bunun birçok örneğine rastlanmıştır.
  • Öncelikle insanlar depremin eski zamanlara dayandığını bilmekle beraber ne kadar eskiye dayandığı konusunda yanılgıya düşerler. Konuyla alakalı araştırma yapıldığı takdirde tarihte bilinen ilk depremin milattan önceye dayandığını ve hatta bu depremin milattan önce 1831 yılında gerçekleştiği görülür. Bu deprem Çin’in Shandong eyaletinde meydana gelmiştir o dönemde Çin’de Zhou Hanedanlığı hüküm sürmekteydi.
  • İnsanların bir kısmı sert zeminin yumuşak zeminden daha tehlikeli olduğunu zaman zaman düşünürdü. Fakat yapılan araştırmalar bu düşüncelerin doğru olmadığını gösterir. Yumuşak zemin depremler için sert zeminlerden daha tehlikelidir, daha çok sallanır ve daha ölümcül sonuçlara yol açar. Bu konuyla alakalı araştırma yaptığı bilinen ilk kişi Yunan filozof Aristoteles’tir. Bu araştırmasını milattan önce 350 yılında yapmıştır.
  • Depremler hesaplanırken, depremlerin derinlikleri de çok önemlidir. Yapılan araştırmalara göre depremlerin, 80 km’den daha fazla derin olmayacağı söylenir. Fakat 750 km derinlikte bile hareketler olduğu yani depremler meydana geldiği bilinir.
  • Depremle ilgili tartışma yaratan noktalardan biri de depremin seslerini, hayvanların önceden duyduğu yönündedir. İnsanlar 20 ila 20 bin hertz aralığındaki sesleri duyabilir. Çoğu deprem frekansı ise 20 hertzden az olacak şekilde tespit edilmiştir. Bu nedenle dalgaların kendisi hemen hemen hiç duyulmaz ve deprem olduğu zaman insanların algılayabildiği ses binalardan gelen döküntüler ve kırılmalardır. Bununla birlikte insanlar tarafından işitilebilir aralıkta olan depremler de vardır. Bu sesler gümbürtü sesi olarak algılanır. Hayvanların yani kedi, köpek gibi hayvanların deprem seslerini veya titreşimlerini hissettiklerine inanılır. Ancak uzmanlar tarafından bu bilgi henüz ispatlanamadı ve doğrulanamadı. Bazı hayvanlarda depremden önce farklı hareketler ve davranışlar ortaya çıkar ama bilim insanlarına göre bunlar yeterli değildir.
  • Diğer bir yanılgı konusu ise depremin havasının olup olmadığı konusudur. Antik Yunan döneminde depremin özellikle sıcak havalarda yaşandığı konusunda bir kanı vardı. 17 Ağustos depremine dayanarak da bu teoriye inanan kişiler vardı ancak uzmanlar tarafından reddedilen bir inanıştır. Geçtiğimiz zamanlarda Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremi göz önünde bulundurulursa bu teorinin asılsız olduğu gözler önüne serilebilir.
  • Ayrıca büyük depremlerin sabaha karşı olduğu da söylenir. Fakat bu da bilim insanları tarafından kabul görmez.

turkiye fay hatlari deprem teknosa

Deprem Türleri Nelerdir?

Tıpkı fay hatları gibi levhaların hareketleri sonucunda oluşan depremler de kendi içlerinde 3’e ayrılır.

Volkanik depremler: Ülkemizde görülme imkânı olmayan ilk deprem çeşidi volkanik depremlerdir. Volkanik patlamalar sebebiyle oluşan bu depremlerin ana sebebi, bölgedeki aktif yanardağların olmasıdır. Bu tür depremler genelde Japonya ve İtalya’da yaşanır. Türkiye’de ise herhangi bir aktif yanardağ bulunmuyor.

Tektonik depremler: Türkiye ve dünyada en sık rastlanılan deprem türüne ise tektonik depremler denir. Bu tür depremlerin sebebi, levhaların hareketlerinden kaynaklanır. Dünya üzerindeki her 10 depremden 9’u tektoniktir. En tehlikeli deprem türü sıralamasında ilk sırasında yer alan tektonik depremler, çok fazla yıkıma yol açar.

Çöküntü depremler: Adına bakıldığında kolaylıkla anlayabileceğiniz çöküntü depremlerin bazı sebepleri vardır. En basit şekilde yerin altında bulunan madenler eriyebilir ya da birtakım bölgelerde çökmeler yaşanır. Tektonik ve volkanik depremler ile kıyaslandığında en az yıkıcı özelliğe sahip depremler, çöküntü depremlerdir. Çünkü bu noktada ortaya çıkan enerji bir hayli azdır.

Deprem Esnasında Neler Yapılmalıdır?

Buradaki bilgiler, okuduktan sonra sizlere korkutucu gelebilir. Fakat neticede deprem, doğanın rutin düzeni içerisinde yaşanan bir eylemdir. Bu yüzden size zarar gelebilecek durumlara karşı her zaman hazırlıklı olmalısınız. Yani depreme dayanıklı yapılarda olursanız, can ve mal kaybı yaşamadan depremleri atlatabilirsiniz. Bunun en doğru örneklerine ise Japonya’da rastlanabilir.

Yine de tedbiri elden bırakmamak adına depremler esnasında sakin kalmak, hayat kurtarır. Sarsıntılar yaşanırken, yapmanız gereken en önemli şeylerden biri her zaman dış duvarlara daha yakın olmanızdır. Bu sayede bir sarsıntı esnasında hayatınızı kurtarmanız kolaylaşacaktır. Sağlam masa ve sandalyelerin yanına ya da yatakların yanına çökerek, kendinizi savunmaya alabilirsiniz. Olası bir yıkım sırasında böyle Yaşam Üçgeni oluşturarak, kendinizi güvene alabilirsiniz.

Siz de teknolojiyi yakından takip ediyorsanız; en güncel teknolojik cihazları buraya tıklayarak inceleyebilirsiniz.

0 Shares:
You May Also Like