Z kuşağı, özellikle yaşlı üyeleri genç yetişkinlik çağına geldiği günümüzde çok fazla gündeme geliyor ve hakkında daha çok konuşuluyor. Bir önceki kuşak olan Y kuşağı, teknolojinin ve sosyal medyanın patlamasına tanıklık ettikleri için “dijital öncüler” olarak kabul ediliyor. Ancak Z kuşağı, bilginin hemen erişilebilir olduğu ve sosyal medyanın her yerde bulunduğu, teknolojik yeniliklerin zirvede olduğu bir dünyada bulunuyor. Bu teknolojik gelişmenin Z kuşağına hem olumlu hem de olumsuz etkileri oluyor. Z kuşağı, daha fazla bilgi sahibi olmalarını ve öğrenmek için proaktif olmalarını sağlayan çok fazla imkana sahip olurken, ekran süreleri çok fazla olduğu için izolasyon duyguları daha fazla oluyor ve sosyal becerileri de fazla gelişmiyor.
Bu nedenle birçok araştırmacı Z kuşağını “en yalnız nesil” olarak tanımlıyor. Çünkü çevrimiçi olarak geçirdikleri çok uzun saatler, onların yalnızlık ve depresyon duygularını sürekli olarak besliyor. Akıllı cihazlarına daha fazla zaman ayırmak ve sürekli video izlemek, anlamlı ilişkiler kurmaları için daha az zaman harcamaları anlamına geliyor.
Z Kuşağı Kimlere Denir ve Özellikleri Nelerdir?
Z kuşağı, Y kuşağının ardından gelen 1997 yılı ve sonrasında dünyaya gelen nesli ifade ediyor. Bu nesil internette ve sosyal medyanın içerisinde büyüyor. Bu neslin en yaşlıları şu anda üniversiteyi bitirmiş ve iş dünyasında yerlerini almaya başlıyor. Çok yakında ise en büyük tüketici kitlesi haline gelmeleri bekleniyor. Çünkü şu anda bile sadece çevrimiçi bir hayat yaşadıkları için dünya çapındaki tüketicilerin %40’lık bir kesimini kaplıyor.
Z kuşağından önceki nesiller internet ve sosyal medya olmadan büyüdükleri için bunları çoğunlukla bilgi almak ve insanlarla bağlantı kurmak amacıyla kullanıyor. Ancak Z kuşağı sosyal medyanın ve internetin olmadığı dönemleri bilmiyor. Kendilerini dijital yerliler olarak görüyor. Teknolojiye o kadar yatkın olmalarının sonucu olarak Z kuşağının neredeyse tamamı iki teknolojik cihazı aynı anda kullanıyor. Akıllı telefonlarıyla ilgilenirken bir yandan da televizyon izleyebiliyor. Dizi izlerken diğer taraftan arkadaşlarıyla mesajlaşabiliyor. Bunun sonucu olarak kendi hayatlarında karar verirken hem akıllı hem de analitik davranabiliyorlar.
Z kuşağı, web sitelerinin ne istediklerini önceden bilmelerini bekliyor. Yani yapay zeka teknolojisinin zaten olması gerektiğini düşünüyor. Kendisini tanıyan ve istediklerini sağlayan markalara ise hemen güven duyabiliyor. Kendileri ne istediklerini çok iyi bildikleri ve farkında oldukları için markaların da aynı şekilde olmasını bekliyor.
Z Kuşağı Ne İstiyor ve Ne Bekliyor?
Z kuşağı çevrimiçi bir dünyaya doğdukları için çevrimiçi kimliklerini kendilerini ifade etme yöntemi olarak kullanmıyor. Bu kuşağın neredeyse yarısının hiç tanışmadığı arkadaşları bulunuyor. Bu arkadaşlıkları sosyal medya ve oyunlar üzerinden ediniyor.
Çevrimiçi reklamlardan en çok Z kuşağının etkilendiği belirtilirken, reklamlarda oyuncular yerine hayatın içinden insanları kullanan markaları daha çok seviyorlar. Aynı zamanda sosyal konuları da çok ciddiye alıyorlar. Çevrimiçi ortamlarda sosyal hareketlere katılarak farkındalık yaratmak istiyorlar ve markalardan da aynı tepkileri vermesini bekliyorlar. Satın alma tercihini kullanırken sosyal sorunlara katkıda bulunan markaları tercih ediyorlar.
Dünyadaki Büyük Değişeme En Hazır Nesil Z Kuşağı
Yakın zamanda yaşanan Covid-19 salgını sonrasında hemen her şeyin çevrimiçi ortamlara taşınması birçok insan için hayatı zorlaştıran etkenlerin başında geliyordu. Ancak Z kuşağı bu konuda en donanımlı nesil olarak süreci en rahat yaşayan nesil olarak öne çıkıyor. Pandemi uzadıkça insanların sorunları artarken Z kuşağı, diğer insanlarla organize olmak, eğlenmek ya da başka insanların hayatlarına dahil olmak konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamadan devam ediyor.
Z kuşağı etik ve ahlaki konularda oldukça ciddi bir tavır sergiliyor. Sevdiği markalardan da dijital ortamlarda ve şirket içinde bunu bekliyor.
Dünyanın dijital ortamların, sosyal ağların ve akıllı cihazların olmadığı hallerini bilmiyorlar. Bunları daha çok araştırarak ve dinleyerek öğreniyorlar. Dijital dünyanın ve teknolojinin ortasına doğdukları için daima dünya ile bağlantıda olmak istiyorlar. Birden fazla işi aynı anda yapabilirken aynı zamanda birden çok ekranı da takip edebiliyorlar. Çalıştıkları şirketlerin de bu durumda olmalarını bekliyorlar. Onlara en yeni teknolojik imkanların sunulmasını ve tüm şirketin yeni teknolojiyi takip etmesini istiyorlar.
Z Kuşağından Sonra Hangi Kuşak Gelecek?
Son yıllarda oldukça popüler olmaya başlayan kuşak kavramı Z kuşağının büyümesiyle birlikte eskisinden daha da çok konuşuluyor. Her kuşağın ait olduğu yıllar ve özellikleri sürekli olarak merak konusu oluyor.
İnsanların dünyaya bakış açıları, doğduğu ve büyüdüğü yıllarda dünyanın içinde bulunduğu duruma göre şekilleniyor. Bu nedenle belli yıllar arasında doğanlar aynı kuşağa ait olurken, bazı dönüm noktaları kuşağın değişmesine neden oluyor.
1925 ile 1945 yılları arasında doğan insanlar Sessiz Kuşak olarak adlandırılıyor. Bu nesil daha çok uyumlu, otoriteye saygılı ve itaatkar olarak tanımlanıyor. 1946 ile 1964 yılları arasında doğanlar 2. Dünya Savaşı sonrası dünya genelinde yaşanan bebek doğum oranlarının patlamasından adını alarak Baby Boomer olarak anılıyor. 1965 ile 1979 yılları arasında doğanlar ise X kuşağı ismini alıyor. Daha çok otoriteye kısmen saygılı, şüpheci ve rekabetçi özelliği ile biliniyor. 1980 ile 1996 yılları arasında doğan Y kuşağı, hem eski dönemlere hem de dijital dünyaya tanıklık ettiği için kendilerine efsane nesil diyor. 1997 ve sonrasında doğan nesil şu anda Z kuşağı olarak adlandırılıyor. Z kuşağından sonra ise her şeyin sıfırlanacağı ve baştan başlayacağı düşünülerek Alfa kuşağının geleceği belirtiliyor. Alfa kuşağının doğum tarihinin başlangıcı, bazı kaynaklara göre 2020 yılını gösterirken bazılarına göre 2012 yılında başladığı söyleniyor. Bunun hangi yıl olduğu bu kuşak biraz daha büyüdükten sonra şekillenecek gibi görünüyor.
Yukarıda Z kuşağı nedir anlatmaya çalıştık.
Siz de en iyi akıllı telefonları incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.