Eskiden beri evlerimizde vazgeçemediğimiz beyaz eşyaların başında televizyonlar geliyor. Her akşam ailece vakit geçirdiğimiz, dostlarımızı ağırlarken eğlendiğimiz ya da yalnız başımıza kaldığımızda hoş vakit geçirmemizi sağlayan televizyonlar, gelişen teknolojiye meydan okumaya devam ediyor. Her ne kadar bilgisayar ve mobil teknoloji gelişiyor olsa da, televizyonlar bütün bu gelişmelere başarılı bir şekilde uyum sağlayabiliyor. 1900lü yılların başlarında eğitim ve iletişim amacıyla kullanılacak bir platform olarak düşünülen televizyon, yüzyılın ortalarına gelindiğinde tüm dünyadaki insanlara haber ve eğlence getiren bir yapıya kavuşuyor. Bu hızlı gelişim sonraki yıllarda da aynı şekilde devam ediyor. 2000li yıllardan itibaren ekran büyüklüğü ve görüntü kalitesinin yanı sıra internet teknolojisinin de eklenmesiyle standart televizyon tanımından kurtuluyor. Artık televizyonların büyük çoğunluğu akıllı televizyon sınıfına geçiyor. Eskiden sadece televizyon kanallarını izleyebiliyorken, şimdi hem internete bağlanabiliyor hem de oyun modu sayesinde bilgisayar oyunlarında da kullanabiliyoruz. Sadece karasal ya da uydu yayınlarını değil dijital platformları da takip edebiliyoruz. Televizyonun bu hızlı gelişime ayak uydurabilmesi ve evlerimizin hala vazgeçilmez eşyası olması, pek çoğumuzun aklına ilk televizyon ne zaman icat edildi ve bu süreçte nasıl gelişimler yaşadığı sorusunu getiriyor.

Mekanik Sistemden Elektronik Sisteme Geçiş

İnsanlar antik çağlardan beri hep uzak yerleri görme arzusu duyuyordu. Teknolojinin olmadığı yıllarda haberciler uzak yerlerden haberleri insanlara getirme işini yapıyordu. Çağlar boyunca bir hayal olarak kalan bu durum biraz tesadüfi bir keşifle televizyonun bulunmasının ilk adımlarının atılmasıyla son buluyor.

1872 yılında, transatlantik kabloda kullanılacak malzemeleri araştıran telgraf işçisi Joseph May, bir selenyum telinin elektriksel iletkenliğini değiştirmeyi başarıyor. Değişiklik pencerenin yanındaki bir masada duran telin üzerine güneş ışınları gelince yaşanıyor. O sırada önemi anlaşılmamış olsa da, aslında bu tesadüf, ışığın elektrik sinyaline dönüştürülmesinin temelini atıyor.

1880 yılında gelindiğinde Fransız mühendis LeBlanc, yayımladığı bir makalede tüm televizyonların temelini oluşturuyordu. LeBlanc, retinanın görsel bir görüntünün geçici ancak sonlu olarak kalmasından yararlanacak bir tarama mekanizması öneriyordu. Bu makaleden yola çıkan Alman mühendis Nipkow, tarama diskini icat ederek yansıtılan resimlerin dönmesini ve taramasını sağlıyordu. Ancak bu iki bilim insanı da çalışan bir televizyon icat edemiyordu.

Bundan sonra yapılan çalışmalar sonucunda Britanya’da John Logie Baird ve Amerika Birleşik Devletleri’nde Charles Francis Jenkins dünyanın ilk başarılı televizyonlarını icat etmeyi başarıyor. Bu icatta televizyonun kavramıyla ilgili bir sorun yaşanıyor. Çünkü 1922 yılında ABD’li Jenkins, radyo dalgalarını kullanarak televizyona hareketsiz bir resim gönderebiliyor. Ancak bildiğimiz kavramıyla ilk gerçek televizyon başarısı 1925 yılında canlı insan yüzünü ekrana ileten Baird ile gerçekleşiyor.

Jenkins ve Baird’in çalışmaları çoğunlukla alayla ve ilgisizlikle karşılanıyor. Genellikle gazetelerde televizyonun icadının mümkün olduğu ancak buna değmeyeceği belirtiliyordu. Bu sistemi kurmak için harcanacak maliyetin geri dönüşünün olmayacağı, televizyondan para kazanılamayacağı ve bunun bir delilik olduğu söyleniyordu.

Bütün bu tepkilere ve alaylara rağmen çalışmalar devam ediyor ve büyük şirketlerin ilgisini çekiyordu. İlk olarak 1927 yılında Amerikan Telefon ve Telgraf şirketi AT&T yeni teknolojinin halka açık ilk tanıtımını yapıyor, hemen ertesi yıl General Electric şirketi düzenli olarak televizyon yayınlarına başlıyordu. General Electric bu yayınlar için, amatör de olsa insanların kolay yapabileceği alıcılarla yayın sinyallerini alabilecekleri bir sistem kullanıyordu. Yine 1928 yılında Jenkins ise, posta yoluyla televizyon kitleri satmaya başlıyor ve ardından karikatür pandomim programları gösteren kendi televizyon istasyonunu kuruyor.

1929 yılında BBC tarafından Baird’in haftada üç kez gece yarısından sonra yarım saatlik gösteriler yapmasına izin vermeye başlıyor. 1929 yılından sonraki yıllarda ise ilkel programları izlemek için ilkel setler alan ve alıcı istasyonu inşa eden binlerce izleyiciyle birlikte ilk televizyonun patlaması yaşanıyordu.

İlk televizyondaki görüntülerin ilkel olması, titreyen ve küçük görüntüler olması ilgi çekmiyordu. Ekranda saniyede 12 kare gösteriliyordu. Programlar basit, tekrarlayan görüntülerden oluşuyordu ve insanlar bir süre sonra sıkılmaya başlıyordu. Televizyon sonraki dönemde ilgi kaybetse bile şirketlerin aralarındaki rekabet gittikçe artıyordu. Şirketlerin desteklediği araştırma laboratuvarlarında görüntü teknolojisi anlamında birbiri ardına gelişmeler yaşanıyordu. Zworykin, Kinescope adını verdiği bir katot ışın alıcısı geliştirirken, Farnsworth şirketi ise kamera tüpünü mükemmelleştirmeyi başarıyordu. 1930 yılında Farnsworth laboratuvarını ziyaret eden Zworykin, ordan edindiği bilgilerle Iconoscope adını verdiği kamera tüpünü geliştirmeyi başarıyor.

İngiltere’de bulunan ve kısa adı EMI olan Electric and Musical Industries şirketi Zworykin’in bu çalışmalarını takip ediyordu. 1931 yılında onun altında bir ekip kuruluyor ve geliştirmeler devam ediyordu. Yapılan çalışmalar sonucunda saniyede 25 resim ile bir katot ışın tüpü üzerinde hareketli görüntüleri yeniden üreten eksiksiz ve pratik bir elektronik sistemi üretmeyi başarıyordu. Bu görüntü yayınlama hızı şu an hala geçerli olan seviye olduğu için dönemin en önemli gelişmesi sayılabiliyor. Ancak bu geliştirme İngiliz olmayanların müdahalesi nedeniyle Baird tarafından kınanıyor ve araştırmalarına yine devam ediyordu. 2 Kasım 1936 tarihinde BBC, Baird ve EMI şirketi arasında iki sistemi yayınlayan bir elektronik televizyon yarışması başlatıyor. Bu yarışma dünyanın ilk halka açık, düzenli ve yüksek çözünürlüklü televizyon yarışması olarak tarihe geçiyor.

Ancak yarışma tarihi açıklandıktan sadece birkaç hafta sonra Baird’in laboratuvarında büyük bir yangın çıkıyor ve bütün çalışmaları yok oluyor. Bunun sonucunda ise BBC, EMI şirketini yarışmanın kazananı ilan ediyor. Baird, bu olaydan sonra hastalanıyor ve hiçbir zaman iyileşemiyor. Birkaç yıl sonra ise, neredeyse tamamen unutulmuş ve yoksul biri olarak hayatını kaybediyor.

1932 yılında ise Zworykin’in şirketi RCA ile Farnsworth arasında bir sorun yaşanıyor ve iki firma da televizyonun icadının kendilerine ait olduğunu iddia ediyor. Yıllar sonra mahkeme Farnsworth lehine sonuçlanıyor ve RCA şirketi ile aralarında bir patent lisans anlaşması imzalanıyor. Bu anlaşma RCA şirketinin başka bir şirkete ilk defa telif ödemeyi kabul etmesi olarak kayıtlara geçiyor. Ancak RCA, devasa prodüksiyon kapasitesi ve halkla ilişkiler bütçesiyle televizyon üretme konusunda kısa sürede aslan payını ele geçirmeyi başarıyor. 1939 yılında New York’ta düzenlenen Dünya Fuarı’nda, Amerika’nın ilk düzenli elektronik yayıncılığının açılışını yapıyor ve ardından 10 gün sonra resmi açılış töreni düzenleniyor. Bu törende dönemin ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt, televizyonda görünen ilk ABD başkanı olarak tarihe geçiyor.

ilk televizyon ne zaman icat edildi teknosa

Türkiye’de İlk Televizyon Yayınları Ne Zaman Başladı?

Televizyonun bu tarihsel gelişiminin ardından Türkiye’de 1952 yılında ilk televizyon yayını gerçekleşiyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen yayın için 100 Watt güçle yayın yapan İTÜ TV vericisi kullanılıyor. Tüm ülkenin televizyonla tanışması ise 1964 yılına gelindiğinde yaşanıyordu. 1964 yılında bir TRT yasası yayınlanıyor ve Türkiye’de TRT dışındaki kurumların yayın yapması yasaklanıyor. Bu yasa nedeniye İTÜ TV yaptığı yayınları 1970 yılında sonlandırdıktan sonra vericilerini TRT’ye devrediyor. TRT’nin yayın hazırlıkları 31 Ocak 1968 tarihine kadar sürüyor ve ilk televizyon yayını bu tarihte saat 19:30’da Ankara Stüdyoları’ndan gerçekleştiriliyor.

Yukarıda ilk televizyon ne zaman icat edildi anlattık.

Siz de en iyi donanımlara sahip televizyonları incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.

0 Shares:
Diğer Yazılarımızı İnceleyin
fritozu kullanirken bunlari yapmayin teknosa
Devamını Oku

Fritöz Kullanırken Bunları Yapmayın

Fritöz, çeşitli yiyecekleri kızartmak için kullanılan bir mutfak aleti. Yiyecekleri yüksek ısıda, genellikle 175 derece ile 190 derece…
gsf vifi nasil kullanilir teknosa
Devamını Oku

GSB WiFi Nedir Nasıl Kullanılır?

İnternet artık hayatımızın vazgeçilmez parçaları arasında yer alıyor. Özellikle gençler günlük yaşantılarının her anında internete bağlı olmak istiyor.…
buzdolabi kokusunu ne giderir teknosa
Devamını Oku

Buzdolabı Kokusunu Ne Giderir?

Yiyeceklerimizi bozulmaması için sakladığımız buzdolaplarımız bazen kötü koku yayarak bize sürpriz yapabiliyor. Buzdolabını her açtığımızda rahatsızlık verecek seviyede…